1 Mayıs 2012 Salı

Azerbeycan da yayla köyünde bir akşam

5 gün baltıktan sonra üniversiteden 2. ekiple diğer gezimize geçiyoruz.
Rotamız Azarbeycan.

2 jeep : biri parado diğeri hyundai m135
parado da idim ve çok konforluydu.











İlk gün uçağımız baküye indi.
Biraz dinlendik ve sonrasında kafkas üniversitesinde hüseyin müellimi ziyaret ettik.

Üniversite koridorlarında taze aşıklar camdan dışarı süzüyorlar.

sanat çalışmaları.
arka taraf full kupa. üniversite kupalara ambargo koymuş anlaşılan
azerbeycanda iyi bir üne sahip olan üniversite zirveden topluyor öğrencilerini.
alt tarafta kızlar halay çekmeyi öğreniyorlar ;)

Üniversite göle manzaralı bir şekilde kurulmuş.
gitme vakti.
yıllardır kapalı olan camimiz halen devreye girememiş.

şehitlerimizi süzerken caminin bu durumu canımızı sıkmıyor değil.
Şehitlerimiz osmanlı tarafından yardıma gönderilen hemşerilerimiz.

burada devamlı yanan bir ateş bulunmakta.
BAKÜ: rüzgarlar şehri demek.
devamlı rüzgar esiyor.

Bu şehitler çeşitli şehirlerden gelmişler.
Şimdi bu topraklarda nice güzel çiceklere vesile oldular.
Allah taksiratlarını affetsin.
Bu çift halkın isyan gününde evlenen 2 genç. Ruslar bunları da şehit etmişler.


Abimiz buraya okumaya gelmiş. Kollejler de öğretmenlik yapmış ve sonrasında işe atılmış. Başarılı bir iş adamı olmuş. Şu anda azerbeycanın en üst kademesine mutfak eşyaları satıyor. Sanatsal değeri yüksek şeyler.
ÇOK YÜKSEK ÇOOOK.

bakü gece başka güzel.
ışıl ışıl. kordon boyu var.
herkes buralarda volta atıyor.
şenlik yeri gibi
bir yandan da eurovizyon hazırlıkları.
her taraf ışıl ışıl.

eski meclis binası.

her taraf güzelce süslenmiş gelin gibi.

bu ülkede geçen paralar.
,

gösterişi seviyorlar. binalarına bol bol giydirme yapıyorlar.

yolda mola veriyoruz.
bir çok meyve var. soldakiler kirenden pestil. çok ekşi.


herşeyin reçelini yapıyorlar.


herkes duruyor maşallah.
bizim de araçlarımız bu tarafta.
meyvalar biraz kötü çıktı. ama olsun değişik şeyler de tadıyoruz.


her taraf yemyeşil ve sular bol bol akıyor.


mola yerleri bu şekilde.
durup ağaç altında çayınızı yudumlarken adetten olarak reçellerinden de yudumluyorsunuz.



ekip yoruldu tabiki. herkes uyuyor.

oh virajlı motor yolları bunlar ama biz jeepliyiz.



bu abi ildenizin amcası. hemen bize çay demleyip reçel ikram ettiler.

burada adetten çaylar su bardağı ile ikram ediliyor. ben alışamadım.


bu da ildenizin başka amcası.



arabalarla gece vakti sulardan geçiyoruz.

sular demişken burada 1 kaç aydır yağmur yağmıyor.
köylüler duaya çıkmışlar.
dua ne zaman yağmış biliyormusunuz.
bizim geldiğimiz gün.
her taraf vıcık vıcık. jeepler kayıyor.
köyü bulamıyoruz.
4 çekişle gidiyoruz ama devamlı kayıyoruz.


akşam yemeği mükemmel. menüde kuzu çevirme var.
fotoğrafı almamışım .  neden acaba. haşlaması v.s. de vardı.
ah yine canım çekti.
azerbeycanda şehir içinde bile yaptırabilirsiniz kuzu çevirmeyi.
kasaptan al fırına ver. hemen evinde.

uyku vakti.
8 kişi aynı odada. türk senfoni orkestrasını oluşturuyorz.
sabah suların süzülmüş haliyle yollar.

evet muhteşem sabah kahvaltısı köy malzemeleri ile.
yine çamurlarla beraberiz. ama bu sefer o kadar cıvık değil.


buralar hayvancılık için oldukça elverişli.  çok fazla hayvan da var.






burası gedebey merkez.

bu kuyuda patates saklıyorlar.






shakiye geliyoruz.







ildenizin dayısının oğlundan muhteşem bir tebessüm.



yukarıdaki tarihi mekanları gezerken önümüzü kılıçla kesiyorlar.
pardon bu benim ;)







az sayıda cami var bu diyarlarda neden se ?
Türk kolejimiz. Madalyalar dizilmiş.
dağların kenarına yapılmışş çok özendim valla. böyle dağ kenarında bir okulda okumak istemişimdir.
bir de hocalar hem anlayışlı hem de yardımsever olursa eğitim nasıl zevkli olmasın ?


baküye geri döndük.
kaleyi geziyoruz.





burada araştırma yapan mehmet abimiz buranın geçmiş gelecekleri hakkında bilgi veriyor.
kendisine tv kanallarından youtube dan ulaşılabilir.






qız kalası.


buda güzel bir enstantane olmuş daha da güzel olabilir di .


bu gezimiz de burada bitti. 

Hiç yorum yok: