20 Mart 2010 Cumartesi

datça gezi raporu ;) - gidiş




biraz uzun. ve fotoğraflar yüksek çözünürlükte.
bu başlığa tıkladıktan sonra çayınızı kahvenizi alın. o sırada fotolar yüklensin. sonra bi güzel okuyun.


yaklaşık 2000 km.

madrun yapalım dedik. ama bu maaaaadddrrrruunnnnnn  oldu.
ocak 1,2,3,4   evet 4 günlük gezi.
datça için çok plan yaptık. çok şeyler düşündük ama ancak bir kısmını gerçekleştirebildik.

yaşadıklarımızı sizinle paylaşacağız.

başrolde mustafa sarı ve ferhat asar.

bandırmadan feribotla geçmeyi planlıyorduk. ne oldu bilin bakalım.
1 ocak nedeniyle ido seferleri iptal.
yol 2,3 saat uzadı. ee 2,3 saat demek yarım gün demek nerdeyse.


başlar başlamaz ferhatın benzin sorunu oldu. :)
artık pompacılarda bıktı ferhat kendisi dolduruyor.


yalovadan sonra çaysıyoruz. ne yapalım ne edelim derken yol üzerinde bir amcaya rastlıyoruz. amcaya nerde çay içebiliriz. açık bir yerler varmı derken sıcak bir şekilde buyur ediyor.
soba üstünde yapılmış çay. manzara çok güzel kavunlar filan.

 burası ömer ağanın tekkesi.



isa bey abimiz.




zaman zaman müşterilerde olsa da ömer ve isa abiyle güzel bir muhabbet tutturuyoruz. biz çay ararken muhabbet bulduk. bu dükkanda herşey var maşallah.








atlarımız dinleniyor...



bu arada hava çok rüzgarlı 40-50 km rüzgar var. hatta bazı arkadaşlar o gün için düz yolda yatma keyfinin alındığı gün demişlerdi. yani düz yolda viraj keyfi yapıyoruz.   mu ?
aksine rüzgar bizi tedirgin ediyordu. ancak bu mastad sayesinde rüzgarın etkisini oldukça azaltmıştık.



bunlar kış kavunları. ancak tepede asılı vaziyette muhafaza edilebiliyorlar. yoksa aşağıda çürüme oluşuyor.



ferhata yine aç karnına bizi buralara kadar sürüklüyor.



evet kendisi ben den daha çok acıkmış olmalı ki.

bi ekmek

ben de ne olsun soğan ekmek salata filan.



yok canıııım .  aynenn götürüyorum...



felaket bir tabloydu.











burdan sonra atlarımıza binip söke de kalmaya gidiyoruz.
sökede öğretmen evini gözümüz kesiyor. ancak içerde çay may yok. biz de çaysamışız.
dalıyoruz sökenin içine. bir kahveye çöküyoruz. ferhat çekirdeği buluyor. ve tuzluyoruz.
çekirdek çay muhabbet üçlüsünü bozana kadar abanıyoruz.
sonra tekrar öğretmen evine.




söke de öğretmen evi önü. 2.gün sabahı.








gece kaldığımız yerin sabahki görüntüsü. kahvaltı için erkenden ayrılıyoruz. nereye ???




atlarımızı hazırlıyoruz


sabaha kadar limon kokusu altında uyudular... :)))



kahvaltıya giderken yolda bafa gölünün kıyısında fotoğraf çekimi için durduk.

















benim en güzel pozum heralde bu. :(((

.

.

biraz manzaranın güzelliği hakkında fikir veren resim.

.

.

.











.

.

ferhat bu poz güzel olmuş dimi. ben çok beğendim.



biraz daha ilerleyip kahvaltı molası veriyoruz.
burası vstrom dan halenin durduğu bir yer. ondan öğrendik.

.

.

.

.

.

.




dağ tarafının manzarası böyle o da güzel.




ferhatın pozları.




ferhat her zamanki gibi kuruldu. biz fotoğraf çekiyoz.

muhasebeciler daha iyi poz veriyor diye bizi dikti kendisi yumurtaya yumuldu. şu sağdaki peynirin tadı da nefisti. zeytinde harika. yumurta başkaydı yaa.




arka arkaya denkanşöre basıyorum ki çabucak çekip ben de yemeğe başlıyabileyim. ama ferhat her karede puan alıyor öne geçiyor........



bu nedir sizce ????


evet bal ama ne balı .. kekik balı. yaaa. ben ilk defa duymuştum. sonradan datçada da duyuyoruz...

çok güzel bir manzara. derinlik hissi veriyor....



ferhat birini ele istersen...

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

msari kahvaltı sonu...




dsc04892
.
.
.










 burası kamil dayının evi. yazın üst katta kahvaltı da veriyorlar.




dsc04905
dsc04906
dsc04907
dsc04908
güzel hava ferhatın uykusunu getirdi.

dsc04910
.
dsc04912

gökova körfezi... 

bu fotoları güzel bir havada çekmek vardı anasını satayım.


.


dsc04954



evet radara yakalandık. ferhat haber verildiğini söyledi. görmüş. ne yapalım. kaçtık. tatlı su endurocusu ferhat 300tl lik cezadansa toprak yolları tercih ediyor :))))

.



mandalina ağaçlarının yanından geçiyoruz
radardan kaçarken.



belen kahvesi öncesi mola. fotoğraf çekimleri ve köy halkı ile sohbet edelim diyoruz. one
ferhat : kolay gelsin. bu belen kahvesi nerdedir acaba ?
köyden abimiz : ya napıcaksınız belen kahvesi (ege şivesi tabi) işte normal kahve çay filan var orda özel bir şey yok. gidin başka yerde için......

şaşırıyoruz tabiii..

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.



hocam bi poz için çizdiriyorsun. olmuyor yaaa.


.





bu kadar kıvırdığına değmiş. güzel foto.

dsc04916
dsc04917








belen kahvesi fotoları.

.

.

çevresi çok güzel.
sakin bir ege köyü.

.

.

.

.


belen kahvesi fotoları

dsc04920
dsc04921
dsc04922
dsc04923
dsc04924
dsc04925
dsc04926
dsc04927
kahvenin içinden fotolar

.
dsc04930
belen kahvesinde ne içilir kahve.









tecrübeli arkadaşımız ateşi harlandırıyor





ormancı türküsü nereden geliyor. işte burada onu bulabilirsiniz.
ferhatcım güzelce anlatırmısın
dsc04934
dsc04935
dsc04936
dsc04937
dsc04938
buda dama oynadıkları masaymış








kahve içinden fotolar.

.

;



.



kahveden yola çıkıyoruz.



yağmur yağıyor. ferhat yağmurluğunu giyiyor. arap kızı camdan bakıyor...

gökova körfezi

.

.



hem mola hem resim çekiyoruz.





.

.

.

.




bu montla ve kaskla hiç fotojenik olmuyor yaaa.





hazırol pozuna gerek yoktu. ben rahat demeyi unutmuşum.  :)

.



marmaris akkaya
dalgalar coşmuş.



burda bi algıda seçicilik söz konusu.

bu fotoğrafı aslında çoğumuz biliriz. aşırı rüzgar ve su baskınları derken hep bu manzarayı verirler. ben de hep merak ederdim neresi orası diye...




bu ağaçlar neden tuzlu sudan etkilenip çürümüyor ???

.

.

.




bizimkiler kumpircinin yanında muhabbete dalmışlar yaaa.



break break. marmaris duyuyormusun. geldik biz.  datça bekle bizi geliyoruz...



ufak dere kışın çok artmış.


ama bizimkiler gibi değil. tertemiz. hemde yağmur yeni yağmasına rağmen.




burası akkaya güzel bir yer. hemen dibinde yüksek bir dağ. severim böyle yerleri.



kral yolu

.

.

.

kıral yolu fotoları.

dsc04959
dsc04960
dsc04961
.
.
.
dsc04965
.
.
dsc04968
dsc04969
dsc04970
dsc04971
.
dsc04973
dsc04974
.
.









.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.



.







tuzlama vakti geldi. eski datçada samimi bir ortamda çayları yudumluyoruz.

.


etrafı fotoladık. bu nedir anlamadık































resimleri çok sadeleştirdim. ama yinede fazla. 

2. gün böylece bitiyor.
devamı gelecek. yorumlarınızı bekliyoruz...

Hiç yorum yok: