5 Mayıs 2010 Çarşamba

bıçkıdere de mahsur kaldım herkülüm kurtardı




Tarih : 27.03.2010  toplam 400-500 km arası bir turdu.
tek başıma ormana daldım. Fena kaşınmıştım. Yağmur filan iyice toprakta savaşmak zorlaştı ve ben mağlup oldum.


ilk önce hedef evciler gölet.

bu göle akan bir dere var. orayı bulup orda kamp yapmak çok isterim.


 
bedava suyu bulmuşken motorumuzu temizliyoruz.

bir enduroist pozu.
burada büyük balık oluyormuş. kamp + balık + motor muhteşem üçlü


biraz daha sürüp bıçkı dere ormanına dalıyorum. ormanda şaşırmamak için 2 tane yol kesişme noktasının koordinatını alıyorum.
1.cisi 500m içerde.
esas nokta da bu noktadan 500m kadar anca içerde.
işte bu toplam 1km lik yol için 15-20km yol yaptım nerdeyse anca vardım.


şimdi fotolar
ağaç yapraklarıyla kaplı yollar süprizlere gebe.


ağaçlar yeşermemiz ve yollar akan sellerle aşınmış.
bu seller öyle aşındırmış ki yollar da derin çukurlar oluşmuş durumda.



yinede gecebilecek kadar mesafeler var.












yol ilerde iyice çamurlaşıyor.
ve korkup başka bir yere girince süpriz karşılama.
gidemiyor ve geriye hamle yine boş.
odunlar batmış ve engel oluyor. çıkamıyorum.
sonra etraftan dolaşıyorum ve yağmur başlıyor.



fotorafta gözükmüyor ama iyice çamurda hatta ayak açık bile değil.



güzel yollar.



sular mest ediyor.


ve kuzum yattı. hatta topcase su içinde kaldı.






her tarafta bir engel var.
 
her taraf şıkır şıkır su

haritada bıçkı denen yere varıyorum.

kamp yaptığımız yerin sanırım 1kaç km yukarısında



evet bu noktayı geçemiyorum ve hedefe varıldığı için gerisin geriye güzel bir noktadan çıkmaya.


güzel orman manzaraları
yollar çok güzel ama tek başına tehlikeli aslında.
bu yollarda bir de odunlar var.
aslında amaç yol kapalı demek ama anlayana.
anlamadığımız için tehlikeye balıklama.




tekrar tekrar yatırıyorum. 20 kere yatırdık nerdeyse.
 





evet yollar da karşılaştığımız manzaralardan.
yol çökmüş. bir tanesinde yolun solunda ve geçiş noktasında kaya vardı.
ve bu kayanın yanından geçerken peg kayaya takıldı.
sol taraf kaya, sağ taraf uçurum. ve ufak bir dengesizlik gönderir.






tekrar yatırıyoruz. artık bittim. kaldıracak gücüm yok ve motor pis ağır.
ve zafer


ve terden her taraf batmış.
soğuk havaya rağmen.








saat 12:00 istanbul arıyor anne baba gelmiş diyor.
ben de akşam olmadan gelirim diyorum.
saat 15:00 tekrar görüşüyorum. ve yoldayım geliyorum desemde o dk itibariyle saplanıyorum.
saat 18:00 gidilen mesafe 30m
sonra iyice pil bitiyor. ferhatı arıyorum.

ormancıyı arıyorum. gelemem diyor.
ferhat misafirlikte.
ve herkülüm kahramanım bi arkadaşı ile yollara düşüyor. 4*4 ile geliyor.
bir yerlere uğrayıp ne lazımsa alıyor kurtarma operasyonu için.
koordinat veriyorum ama ulaşmak zor.
20 civarı vardıkları ormanda 2 saat dolaşıyorlar. ama beni bulamıyorlar.
ben onların sesini uzaktan duyuyorum. har har diye jeep sesleri.
megafonla mustafa sesleri.
ama bizim ses az olduğu için duyuramıyorum.




telefonla çıkıyorum yola. gps ve telefon yağmurla birlikte enerjisiz kaldığında çortluyor.
ferhatlar için daha ulaşılabilir bir noktaya gidiyorum. ve koordinatlarını alıyorum.
bakıyorum gelen yok ve artık sade telefon da çalışmadığından geri dönüp şarja takıyorum.
konuşabiliyoruz bu şekilde ve üsteki birleşim noktasının koordinatlarını veriyorum.
geliyorlar ama biz daha önce geldik ve ulaşamadık diyorlar.


3 yol ağzı. ama bi yol daha var diyorum. orman yolu.
karanlıkta zorla görüyorlar ve dalıyorlar
10 dk sonra mutlu son.
ben de hiç bir hal yok çıkarmak için.
birlikte bir şekilde çıkarabiliyoruz.
sonra ferhat asfalta kadar götürüyor. ben alıyorum motoru.
ama beklerken içim feci su olmuş.
aralardan alınan ufak rüzgarlarla iyice vücüt ısısı düşüyor.
ve vizede artık aç bi ilaç gidemiyorum.


bi kahveye kapanıyoruz. arkadaşlar yiyecek içecek getiriyorlar.
1 saat dinleniyoruz ama istanbula gelecek ne hal ve ne de kıyafet.
motoru orada birnin garajına bırakıp istanbula jeep le dönüyoruz.


bu şekilde maceramız sona eriyor.

Hiç yorum yok: